DEVAM: 26- MALININ
AYNISINI İFLAS ETMİŞ BİR ADAMIN YANINDA BULAN KİMSENİN BABI
حدّثنا
عَمْرُو بْنُ
عُثْمَانُ
بْنِ سَعِيدِ
بْنِ كَثِيرِ
بْنِ
دشينَارٍ
الحِمْصِيُّ.
ثنا
اليَمَانُ
بْنُ عَدِيٍّ.
حَدَّثَنِي
الزَّبِيدِيُّ
مُحَمَّد
بْنُ عَبْد
الرحمن، عَنْ
الزُّهْرِيِّ،
عَنْ أَبِي سَلَمَةَ،
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللّهِ : ((أَيُّمَا
امْرئٍ مَاتَ
وَعِنْدَهُ مَالُ
امْرِىءٍ
بِعَيْنِهِ،
اقْتَضَى مِنْهُ
شَيْئاً أَوْ
لَمْ
يَقٍتَضِ،
فَهُوَ أُسْوَةٌ
للغُرَمَاءِ)).
Ebû Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir; «Herhangi bir kimse ölür de yanında (satın alıp
bedelinin tamamını ödemediği başka) bir adamın malı aynen duruyor ise, mal
sahibi malının bedelinden bir şey teslim almış olsun veya (hiç bir şey) teslim
almamış olsun, diğer alacaklıların mislidir.»
AÇIKLAMA: Bu babta rivayet edilen hadislerin hepsinin ravisi Ebu Hureyre
(r.a.)'dır. Onun ilk hadisini Kütüb-i Sitte sahiblerinin hepsi rivayet
etmişlerdir. Bazı rivayetlerde kısmen kelime değişikliği var ise de manayı
etkiliyecek bir değişiklik yoktur.
Alimlerin
cumhüru bu hadisi satılan mal hakkında yorumlamışlardır. El-Hafız bu hususta
geniş bilgi verdikten sonra: Verilen bilgilerden anlaşılıyor ki bu hadis
satılan mal hakkındadır. Ödünç veya emanet verilen mal da bu hükme tabidir,
demiştir.
Cumhür bu
hadisi şöyle yorumlamıştır: Bir adam malını satar ve bedelinden hiç bir
şeyalmamış iken müşterisi iflas eder. Satıcı da gider malını olduğu gibi
müşterinin yanında bulur. Yani malında bir değişiklik ve bir tasarruf
yapılmamış iken bulur. İflas eden müşterisinin borcu çoktur. Başka alacaklılar
da gelip haklarını taleb ederler. Satıcı kendi malını bulunca, diğer
alacaklılara tercihen kendi malını geri almak hakkına sahibtir. Diğer
alacaklılar bu malı alacakları oranında bölüşme teklifinde bulunma hakkına
sahib değillerdir.
Cumhur bu
hadisi satıcının malının bedelinden hiç bir şey teslim almadığı meselesine
yorumlamıştır. Bu yorumun dayanağı da bu hadisten sonra gelen hadistir. Çünkü
ikinci hadiste belirtildiği gibi eğer satıcı malın bedelinden bir şey teslim
almış ise diğer alacaklılara tercih hakkı yoktur. Fakat cumhurdan Şafii
satıcının tercih hakkının yine bulunduğunu söylemiştir. Şafii'ye göre satıcı,
kalan alacağını o maldan alır. Kalanı diğer alacaklılara verilir. Şafii'nin bu
görüşünü en-NeyI yazarı beyan etmektedir.
Bu habın üçüncü
hadisine göre ölen adam da iflas eden adam gibidir. Yani bir mal satın alıp
bedelini ödemeden ölen bir kimsenin yanında o mal olduğu gibi duruyor ise mal
sahibi kendi malını öncelikle alma hakkına sahibtir. Şafii bu hadisi delil
göstererek böyle hükmetmiştir.
Bu babın son
hadisi ise ölen adamın iflas eden adam gibi olmadığına delalet eder. Buna göre,
bir mal satın alıp bedelinin tamamını ödemeden ölen bir kimsenin yanında bu mal
olduğu gibi duruyor ise satıcının bir tercih hakkı yoktur. Bu malın bedelinden
bir şey almış olsun veya hiç bir şey almamış olsun fark etmez. Satıcı diğer
alacaklılar gibidir. Ölenin diğer malları gibi bu malı da alacakları oranında
kendi aralarında taksim ederler. Malik ve Ahmed bu hadisle amel etmişlerdir. Bu
son hadisi Ebu Davud mürsel olarak Ebu Bekir bin Abdirrahman bin eI-Haris bin
Hişam'dan rivayet etmiştir. Fakat görüldüğü gibi müellifimiz bunu merfu olarak
rivayet etmiştir. El-Münziri de bu hadisi Ebu Bekir'in mürseli olarak
göstermektedir. Şafii de bunu mürsel kabul ettiği için üçüncü hadisle amel
etmeyi tercih etmiştir.
ALİMLERİN KONU
HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
Nevevi bu konu
hakkındaki görüşleri şöyle anlatır; "Bir mal satın alıp bedelini ödemeden
iflas eden veya ölüp malı borcunu kapatamayan bir kimsenin satın aldığı mal
aynen duruyor ise bu malın kimin hakkı olduğu hususunda alimler ihtilaf
etmişlerdir. Şöyle ki :
1. Ebu
Hanife'ye göre satıcının bu malı geri alma hakkı yoktur. Satıcı diğer
alacaklılar gibidir. Hepsi, borçlunun malını alacakları oranında böıüşürler.
2. Şafii ve bir
cemaata göre satıcı muhayyerdir. Dilerse sattığı malı geri alır. İsterse geri
almaz ve diğer alacaklılarla birlikte, borçlunun malını alacakları oranında
böıüşürler.
3. Malik:
Satıcı, iflas meselesinde malını geri alır ve ölüm meselesinde satıcı diğer
alacaklılar gibidir. Hepsi ölünün malını alacakları oranında bölüşürler,
demiştir."
Ahmed de ölüm
meselesinde Malik'in görüşündedir. Avnü'l-Mabüd yazarı da iflas eden müşterinin
yanında malını, olduğu gibi bulan ve malının bedelinden hiç bir şey almamış
olan satıcının diğer alacaklılara tercihen kendi malını geri alma hakkına sahib
bulunduğu hükmünün Cumhürun kavli olduğunu beyan ettikten sonra şöyle der:
"Hanefiler buna muhalif kalmışlardır. Onlara göre satıcı diğer alacaklılar
gibidir, tercih hakkı yoktur. Bu hadisle amel etmemeleri için beyan ettikleri
mazeretleri bilmek istiyor isen el-Fetih veya en-NeyI kitabını mütalaa etmeni
tavsiye ederim.
El-Hattabi: Bu
hadisin hükmü Peygamber (s.a.v.)'in sabit bir sünnetidir. İlim ehlinden çok
kimseler bununla hükmetmişlerdir. Osman bin Affan (r.a.) da böyle hükmetmiş ve
Ali bin Ebi Talib (r.a.)'den de böyle hükmettiği rivayet edilmiştir.
Sahabilerden bunlara muhalefet eden bir kimseyi bilmiyoruz. Urve bin Zübeyr
(r.a.)'ın kavli de budur. Malik, Şafii, Ahmed, Evzai ve İshak da böyle
hükmetmişlerdir. Ebu Hanife. İbrahim Nehai ve İbn-i Şebreme: Satıcı diğer
alacaklılar gibidir, demişlerdir, der."